23 Ocak 2016 Cumartesi

Warning: This post is for Turkish readers

I'm sorry but I wanted to write my personal thoughts on Spanish people (from the viewpoint of a Turkish). Believe me I'm saying good things:)

Genelleme yapmak için belki biraz aceleci davranıyor olabilirim ama tutamiciim kendimi:D  4 ayı geçti buraya geleli e haliyle fazla fazla haşır neşir olma fırsatımız oldu. İş yerinde, apartmanda, markette, sokakta nasıl davranırlar nasıl konuşurlar. Birazcık dedikodusunu  yapalım şu İspanyolların :P
Ha bi de Türkçe konuşmayı özledim, ondan:) Her ne kadar yabancı dilde kendini ifade edebilmenin insana yaşattığı gurur mükemmel olsa da anadilin yeri ayrı oluyor. Öyleymiş yani. İlk defa bu kadar uzun süre ayrı kaldık Türkçeyle. Aslında hiç kullanmıyor değilim, daha önce bahsetmiştim Türkçe dersleri vermeye başladığımdan. Devamı gelmedi ama öğrencilerimden biri aynı zamanda arkadaşım ve Türkçe öğreniyor. Bazen ona bi şeyler öğretirken kullanıyorum. Ha bi de burada bi aileyle tanıştım. Kadın İspanyol, eşi Türk. İngiltere'de tanışıp aşık olmuşlar. 15 yıldır evliler ve çok sevimli bir kızları var. Adı Nuray:) Bazen hafta sonları buluşup ailecek bi şeyler yapıyoruz. Ailecek diyorum çünkü çok yakın davranıyorlar sağolsunlar. Nuray'la Türkçe konuşmaya çalışıyoruz.

Evet İspanyollar diyordum.
1. Aklıma gelen ilk şey kuşkusuz: nezaket!
Bu kadar nazik olduklarını tahmin etmiyordum çünkü. Başıma gelen çok güzel bi şeyle örneklendireyim. İsterseniz test edebilirsiniz bunu hatta haha. Bi gün markette sakarlığım tuttu ve bütün bozuk paralarım yere saçıldı ama bayağı bir bozuk para yani (para konusunda tedirgin olduğum zamanlardı. şöyle yani: kasiyer 8 euro 34 sent diyor. zavallı ispanyolcam error verip 10 euro yerine 20 euro uzatmamı söylüyordu. garantici olayım rezil olmayayım diye diye bozuk para zengini olmuştum.)Ha işte yere saçıldı hepsi. Daha ben ne oluyor demeden baktım kasiyerden tut sırada bekleyen yaşlı çocuk kadın herkes eğilmiş topluyor bile. Vallahi şaşakaldım. Evet tam olarak şaşakalmak! haha Nasıl yani? Yaşlı başlı adam tanımadığı birinin parasını toplamak için eğilip bükülüyor. Ha illaki vardır böyleleri memlekette de. Ama bizim oralarda böyle şey ne gördüm ne duydum. Şaşkınlıkla teşekkür etmekten başka bi şey yapamadım. Her fırsatta anlatırım ama:D Çok sevinmiştim çünkü. Sağlamasını bile yapma fırsatım oldu hatta. Yine paralarım saçıldı ama bu sefer otobüs beklerken. Yaşlı bi çift topladı nerdeyse tamamını. Hiç abartmıyorum:)

2. Görgü mü desem bilemedim.
Diyelim eczaneye girdiniz, sıra var. Sessizce sıraya girip beklersiniz di mi. Yok bunlar öyle yapmıyor:) Tanıdık tanımadık herkese selamını veriyor, işi bitip çıkan hoşçakalın diyor. Apartmanda biriyle karşılaştınız. Komşunuz olabilir, olmayabilir de. İlk defa gördünüz ama önemi yok. Selam veriyorlar hemen ardından da hoşçakalın diyorlar (çocuk bile olsa).
Aynı şekilde çalıştığım dükkanda da bütün müşteriler bunu yapıyor. Kural gibi bi şey yani. Mesela biz workshopları mobilyaların olduğu alt katta yapıyoruz. Büyük bi masada bi grup insan oturmuş sohbet ediyoruz bazen hararetli bazen kakara kikiri. Merdivenlerden inen müşteriler mutlaka selam veriyor. Aman nasılsa konuşuyorlar bölmeyeyim, sessizce işimi halledip gideyim demiyorlar. Çok hoşuma gidiyor bu alışkanlıkları. Ben de artık nerede olursam olayım selam vermeden geçmiyorum. Aman bunda abartılacak ne var demeyin. "Sana bi insan olarak değer veriyorum, seni görmezden gelemem." deme şekli bence.

3. Çok konuşuyorlar!
Gerçekten biraz gevezeler. Hadi o neyse de bağıra bağıra konuşuyor çoğu (benim bildiklerim en azından) :) Özellikle ne dediklerini anlamadığımda ha sustu ha susacak diye çaresizce bekliyorum. Çok afedersiniz "Bi sus da motorun soğusun." demek geliyo içimden haha Nasılsa anlamıyorlar :P
Yine de İtalyanlara tercih ederim. Hepsi öyle midir bilmem ama benim tanıdıklarım konuşurken insanı dayak atarcasına yorup en sonunda da diz çöktürüp tövbe ettiriyorlardı :D

4. Sülaleleri raad
Gördüğüm kadarıyla çoğunda "aman gezelim eğlenelim, 3 günlük dünya" düşüncesi var. Hemen hemen hepsi kriz var, iş olanağı yok, durumumuz eskisi kadar iyi değil, politikacılar yolsuzluk yapıyor, maaşlarımız aynı ama daha çok çalışıyoruz gibi şeyler söylüyor. Ama gelgelelim çok mutlular. Gerçekten hissediyorsunuz o enerjiyi. Özellikle orta yaş grubu o dans kursu senin bu yoga benim, gel bi reiki yapalım iki bira içelim, sonra yine dans edelim kıvamında. Nereden buluyorlar bu enerjiyi bilmiyorum.
Aynı rahatlık ilişkilerde de var. Mesela bi bardasınız çift olarak. Biri öteki masada karşı cinsten biriyle baş başa kakara kikiri sohbet ederken diğeri de aynı şekilde başkasıyla sohbet edebiliyor ve kıskançlık yapmayı geçtim umurlarında bile olmuyor. Eski sevgili/eş ile arkadaş kalma olayı da çok yaygın duyduğum ve gördüğüm kadarıyla. Birçoğu boşanmış ama yine de iyi ilişki içindeler. Örnek vermek gerekirse bi kadın eski eşi ve çocuklarıyla akşam yemeğine çıkıyor, şu anki erkek arkadaş hiçbir sorun çıkarmıyor. Dırdır etmek, burundan getirmek bile yok. Ne bileyim, tuhaf gelmiyor değil. Hiç mi kıskanmaz insan? Belki de kıskançlığın sorun çıkarmaktan başka bi şeye yaramadığını biliyorlar ve kıskansalar da belli etmiyorlar:P

5. Bu maddeyi okumasanız da olur ama söylemeden geçemeyeceğim:D

 Kadını erkeği genel olarak oldukça "eli yüzü düzgün". Fiziksel özellikleri bizden pek farklı değil belki ama model kıvamında adamlar bazen belediye işçisi, bazen kırtasiyeci, bazen polis, bazen de otobüs şoförü olarak karşınıza çıkabiliyor. Hiç abartmıyorum mahallemizin kırtasiyecisi Adam Levine'in dövmesiz, işimdeyim gücümdeyim versiyonu. İnanmazsanız politikacılarına bakınız: Pedro Sanchez :D

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder