I'm sorry but I wanted to write my personal thoughts on
Spanish people (from the viewpoint of a Turkish). Believe me I'm saying good
things:)
Genelleme yapmak için belki biraz aceleci davranıyor
olabilirim ama tutamiciim kendimi:D 4
ayı geçti buraya geleli e haliyle fazla fazla haşır neşir olma fırsatımız oldu.
İş yerinde, apartmanda, markette, sokakta nasıl davranırlar nasıl konuşurlar.
Birazcık dedikodusunu yapalım şu İspanyolların
:P
Ha bi de Türkçe konuşmayı özledim, ondan:) Her ne kadar
yabancı dilde kendini ifade edebilmenin insana yaşattığı gurur mükemmel olsa da
anadilin yeri ayrı oluyor. Öyleymiş yani. İlk defa bu kadar uzun süre ayrı
kaldık Türkçeyle. Aslında hiç kullanmıyor değilim, daha önce bahsetmiştim Türkçe
dersleri vermeye başladığımdan. Devamı gelmedi ama öğrencilerimden biri aynı
zamanda arkadaşım ve Türkçe öğreniyor. Bazen ona bi şeyler öğretirken
kullanıyorum. Ha bi de burada bi aileyle tanıştım. Kadın İspanyol, eşi Türk.
İngiltere'de tanışıp aşık olmuşlar. 15 yıldır evliler ve çok sevimli bir
kızları var. Adı Nuray:) Bazen hafta sonları buluşup ailecek bi şeyler
yapıyoruz. Ailecek diyorum çünkü çok yakın davranıyorlar sağolsunlar. Nuray'la
Türkçe konuşmaya çalışıyoruz.
Evet İspanyollar diyordum.
1. Aklıma gelen ilk şey kuşkusuz: nezaket!
Bu kadar nazik olduklarını tahmin etmiyordum çünkü. Başıma
gelen çok güzel bi şeyle örneklendireyim. İsterseniz test edebilirsiniz bunu
hatta haha. Bi gün markette sakarlığım tuttu ve bütün bozuk paralarım yere
saçıldı ama bayağı bir bozuk para yani (para konusunda tedirgin olduğum zamanlardı.
şöyle yani: kasiyer 8 euro 34 sent diyor. zavallı ispanyolcam error verip 10
euro yerine 20 euro uzatmamı söylüyordu. garantici olayım rezil olmayayım diye
diye bozuk para zengini olmuştum.)Ha işte yere saçıldı hepsi. Daha ben ne
oluyor demeden baktım kasiyerden tut sırada bekleyen yaşlı çocuk kadın herkes
eğilmiş topluyor bile. Vallahi şaşakaldım. Evet tam olarak şaşakalmak! haha
Nasıl yani? Yaşlı başlı adam tanımadığı birinin parasını toplamak için eğilip
bükülüyor. Ha illaki vardır böyleleri memlekette de. Ama bizim oralarda böyle şey
ne gördüm ne duydum. Şaşkınlıkla teşekkür etmekten başka bi şey yapamadım. Her
fırsatta anlatırım ama:D Çok sevinmiştim çünkü. Sağlamasını bile yapma fırsatım
oldu hatta. Yine paralarım saçıldı ama bu sefer otobüs beklerken. Yaşlı bi çift
topladı nerdeyse tamamını. Hiç abartmıyorum:)
2. Görgü mü desem bilemedim.
Diyelim eczaneye girdiniz, sıra var. Sessizce sıraya girip
beklersiniz di mi. Yok bunlar öyle yapmıyor:) Tanıdık tanımadık herkese
selamını veriyor, işi bitip çıkan hoşçakalın diyor. Apartmanda biriyle
karşılaştınız. Komşunuz olabilir, olmayabilir de. İlk defa gördünüz ama önemi
yok. Selam veriyorlar hemen ardından da hoşçakalın diyorlar (çocuk bile olsa).
Aynı şekilde çalıştığım dükkanda da bütün müşteriler bunu
yapıyor. Kural gibi bi şey yani. Mesela biz workshopları mobilyaların olduğu alt
katta yapıyoruz. Büyük bi masada bi grup insan oturmuş sohbet ediyoruz bazen
hararetli bazen kakara kikiri. Merdivenlerden inen müşteriler mutlaka selam
veriyor. Aman nasılsa konuşuyorlar bölmeyeyim, sessizce işimi halledip gideyim
demiyorlar. Çok hoşuma gidiyor bu alışkanlıkları. Ben de artık nerede olursam
olayım selam vermeden geçmiyorum. Aman bunda abartılacak ne var demeyin.
"Sana bi insan olarak değer veriyorum, seni görmezden gelemem." deme
şekli bence.
3. Çok konuşuyorlar!
Gerçekten biraz gevezeler. Hadi o neyse de bağıra bağıra
konuşuyor çoğu (benim bildiklerim en azından) :) Özellikle ne dediklerini
anlamadığımda ha sustu ha susacak diye çaresizce bekliyorum. Çok afedersiniz
"Bi sus da motorun soğusun." demek geliyo içimden haha Nasılsa
anlamıyorlar :P
Yine de İtalyanlara tercih ederim. Hepsi öyle midir bilmem
ama benim tanıdıklarım konuşurken insanı dayak atarcasına yorup en sonunda da
diz çöktürüp tövbe ettiriyorlardı :D
4. Sülaleleri raad
Gördüğüm kadarıyla çoğunda "aman gezelim eğlenelim, 3
günlük dünya" düşüncesi var. Hemen hemen hepsi kriz var, iş olanağı yok,
durumumuz eskisi kadar iyi değil, politikacılar yolsuzluk yapıyor, maaşlarımız
aynı ama daha çok çalışıyoruz gibi şeyler söylüyor. Ama gelgelelim çok
mutlular. Gerçekten hissediyorsunuz o enerjiyi. Özellikle orta yaş grubu o dans
kursu senin bu yoga benim, gel bi reiki yapalım iki bira içelim, sonra yine
dans edelim kıvamında. Nereden buluyorlar bu enerjiyi bilmiyorum.
Aynı rahatlık ilişkilerde de var. Mesela bi bardasınız çift
olarak. Biri öteki masada karşı cinsten biriyle baş başa kakara kikiri sohbet
ederken diğeri de aynı şekilde başkasıyla sohbet edebiliyor ve kıskançlık
yapmayı geçtim umurlarında bile olmuyor. Eski sevgili/eş ile arkadaş kalma
olayı da çok yaygın duyduğum ve gördüğüm kadarıyla. Birçoğu boşanmış ama yine
de iyi ilişki içindeler. Örnek vermek gerekirse bi kadın eski eşi ve
çocuklarıyla akşam yemeğine çıkıyor, şu anki erkek arkadaş hiçbir sorun
çıkarmıyor. Dırdır etmek, burundan getirmek bile yok. Ne bileyim, tuhaf
gelmiyor değil. Hiç mi kıskanmaz insan? Belki de kıskançlığın sorun çıkarmaktan
başka bi şeye yaramadığını biliyorlar ve kıskansalar da belli etmiyorlar:P
5. Bu maddeyi okumasanız da olur ama söylemeden
geçemeyeceğim:D
Kadını erkeği genel olarak
oldukça "eli yüzü düzgün". Fiziksel özellikleri bizden pek farklı
değil belki ama model kıvamında adamlar bazen belediye işçisi, bazen
kırtasiyeci, bazen polis, bazen de otobüs şoförü olarak karşınıza çıkabiliyor.
Hiç abartmıyorum mahallemizin kırtasiyecisi Adam Levine'in dövmesiz, işimdeyim
gücümdeyim versiyonu. İnanmazsanız politikacılarına bakınız: Pedro Sanchez :D
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder